86 yaşındaki İsmail Karaca, hayatının ilginç bir hikayesini ve sanatına olan bağlılığını bizlerle paylaşıyor. Bir kazaya karıştığı gerekçesiyle hapse düşen Karaca, 40 günde Kur'an-ı Kerim öğrenmeyi başarmış. Bu deneyim, hayatını değiştiren bir dönüm noktası olmuş. Hapisten çıktıktan sonra ise, sanata olan ilgisi ile hüsn-i hat sanatına gönül vermiş ve bu alanda yetkinleşmiştir. Yıllarca Kayseri'deki KAYMEK'in çeşitli kurslarına katılan Karaca, ebru, Osmanlıca ve Arapça gibi birçok alanda sertifika sahibi olmuştur. Aşçılık, pastacılık ve girişimcilik gibi farklı alanlardaki kurslara da katılımı, onun çok yönlü kişiliğini gösteriyor. Yaşına rağmen yaşam enerjisi ve öğrenmeye olan açlığı takdire şayandır.

Hapishanede Kur'an'la Tanışma

1980'li yıllarda Cami Kebir'de yaptığı bir dua, İsmail Karaca'nın hayatını değiştirmiştir. Hocanın herkesin dua etmesini istemesi üzerine, "Allah'ım bana da Kur'an-ı Kerim okumayı nasip et" diye dua eden Karaca, aynı gün bir kazaya şahit olmuş ve yardım etmek için durmuştur. Kaza yapan kişinin kendisini suçlaması üzerine karakola, ardından mahkemeye ve nihayet hapse düşmüştür. Hapishanede ise, çoğu mahkumun namaz kılıp Kur'an okuduğunu görmüştür. İlk başta kararsız kalan Karaca, daha sonra bir Elif Bismillah alarak Kur'an öğrenmeye başlamış ve 40 günde Yasin Suresi'ne kadar ilerlemiştir. Bu süreçte inancının ve azminin gücünü keşfetmiştir. Mahkemesi yaklaşırken cezası kısaltılmış ve para cezasına çevrilmiş, böylece tahliye edilmiştir. Kendi ifadesiyle, "Camiden hapishaneye gittik, orada Kur'an-ı Kerim öğrendik." diyerek bu deneyimi özetliyor.

83 Yaşında Yazılan Kur'an-ı Kerim

Hapisten çıktıktan sonra Kayseri'deki KAYMEK'e katılarak hüsn-i hat öğrenmeye başlayan Karaca, 78 yaşında bu sanat dalıyla tanışmış ve büyük bir tutkuyla çalışmıştır. Bir hocanın kendisine "İsmail amca sen Kur'an-ı Kerim yazacaksın" demesi üzerine, 83 yaşında el yazması Kur'an-ı Kerim yazmaya başlamıştır. 1,5 yıl boyunca her gün sabah ezanından akşam ezanına kadar çalışarak bu büyük eseri tamamlamıştır. Bu azmi ve başarısı, yaşlılığın bir engel olmadığını göstermektedir. Karaca, şimdi de hüsn-i hat ile tablolar yapmaya ve eserlerini sevdiklerine hediye etmeye devam ediyor. Birkaç kez felç geçirse de sağlığına kavuşmuş ve sanatına ara vermemiştir. Yaptığı çalışmalarıyla çevresindekileri hayrete düşürmektedir.

Cumhurbaşkanına Armağan

İsmail Karaca, Peygamberimizin "Benim şefaatim kusuru olan kullar içindir" hadisini yazdığı tabloyu Cumhurbaşkanı'na hediye etmek istiyor. Bu eser, onun inancı ve sanatına duyduğu bağlılığın bir sembolüdür. Karaca'nın hikayesi, azim, inanç ve sanatın gücünü gösteren ilham verici bir örnektir. Yaşına rağmen öğrenmeye ve üretmeye devam eden Karaca, birçok insan için rol model olmaktadır. Hayatının önemli bir bölümünü sanatla geçirmiş, yeteneğini ve tecrübesini paylaşmayı sürdürmektedir. Karaca'nın hikayesi, yaşlılığın bir sınır değil, yeni başlangıçlar için bir fırsat olabileceğini gösteriyor.